Siyasi kulislerde yankılanan iddialara göre, Bahçeli - DEM - İmralı - Kandil hattında gerilim yükseliyor. Açılım sürecinde işler sarpa mı sarıyor? Taraflar arasında ipler kopma noktasına mı geldi? Medyaradar siyaset analisti Atilla Akar'ın dikkat çekici analizini okuyun ve perde arkasını öğrenin.

Açılım Sürecinde Hız Farklılıkları mı Yaşanıyor?

Açılım sürecinde taraflar arasında farklı hız beklentileri olduğu göze çarpıyor. PKK ve DEM cephesi sürecin çok yavaş ilerlediğini, özellikle Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılması konusunda adım atılmadığını savunuyor. Devlet kanadı ise her şeyin normal seyrinde ilerlediğini düşünüyor ve PKK'nın bazı yükümlülüklerini yerine getirmesini bekliyor. Bu durum, taraflar arasında bir tür "patinaj" yaşanmasına neden oluyor.

DEM'in aceleci tavırları dikkat çekiyor. Acaba amaçları süreci hızlandırıp beklentilerini karşılamak mı, yoksa her şeyi sabote edip suçu devlete mi atmak? Son zamanlarda DEM'li bazı isimlerin sergilediği "şımarık" tavırlar, bir düşüncesizlik mi yoksa siyasi bir strateji mi?

Bahçeli'den Sert Uyarı: "Şehitler Ceset Değildir!"

MHP lideri Devlet Bahçeli'nin DEM'e yönelik sert eleştirileri dikkat çekti. Bahçeli, şehitler için "gencecik cesetler" ifadesinin kullanılmasını ve TBMM'de "Biji Serok Apo" sloganlarının atılmasını eleştirdi. Bu çıkış, Bahçeli'nin ve devletin karar vericilerinin, PKK/DEM çevresinin "Ne koparırsak kârdır" anlayışından ve ölçüsüz tavırlarından rahatsızlık duyduğunu gösteriyor.

Bahçeli'nin grup toplantısında yaptığı açıklamada kullandığı şu ifadeler dikkat çekiciydi:

• "Herkesi ve özellikle muhatapları sorumlu bir dil kullanmaya davet ediyorum."
• "Şehitlerimizi gencecik cesetler demek doğru değildir. Şehitler ceset değildir. Onlar bizim kahramanımız."
• "TBMM'de taşkın sloganlara asla gerek yoktur."

Kandil'den Tepki: "Dağ Fare Doğuracak!"

Bahçeli'nin açıklamalarına Kandil'den sert tepki geldi. PKK yöneticilerinden Duran Kalkan, Bahçeli'yi verdiği sözleri tutmamakla suçladı ve "Dağ doğura doğura fare doğuracak" ifadesini kullandı. Bu sözler, Kandil'in açılım sürecine ilişkin güvensizliğini ve karamsarlığını açıkça ortaya koyuyor.

Kalkan'ın sözleri şöyleydi:

"Bir çözüm arayışı yoktur. Bizim yaptıklarımıza karşılık olumlu denecek herhangi bir şey yok. Komisyonu oyalıyorlar, oyalıyorlar, konuşuyor öyle. Ne olacağı hiç belli olmayan bir şey var. Dağ doğura doğura fare doğuracak."

Açılım sürecinde yaşanan bu gerilim, sürecin geleceği hakkında soru işaretleri yaratıyor. Taraflar arasındaki güvensizlik ve farklı beklentiler, sürecin tıkanmasına neden olabilir. Önümüzdeki günlerde atılacak adımlar, gerilimin tırmanıp tırmanmayacağını veya aşılıp aşılamayacağını belirleyecek. Umalım ki sağduyu hakim gelsin ve Türkiye, bu önemli süreçten başarıyla çıksın.