MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'ndaki milletvekillerinin İmralı'ya giderek Abdullah Öcalan'la görüşme yapması yönündeki çağrısı, siyaset arenasında büyük yankı uyandırdı. Bu beklenmedik hamle, akıllara "Apo'yu Meclise getiremedik, Meclisi ona mı götürelim?" sorusunu getirdi. Medyaradar siyaset analisti Atilla Akar, Bahçeli'nin bu sürpriz çıkışını değerlendirerek, olası sonuçları ve perde arkasını analiz etti.

Bahçeli'den Şaşırtan Hamle: İmralı Ziyareti Çağrısı

Devlet Bahçeli'nin bu çağrısı, aslında bir süredir devam eden tartışmaların ve gelişmelerin bir sonucu olarak görülebilir. Yaklaşık bir yıl önce TBMM açılışında DEM'lilerle tokalaşan, ardından da MHP Grup Toplantısı'nda "Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa gelsin TBMM'de DEM Parti grup toplantısında konuşsun" diyen Bahçeli, o günden bu yana Öcalan'a dair farklı söylemlerde bulunmuştu. Akar'a göre, bu durum, kavramların ve algıların nasıl hızla değişebildiğinin bir göstergesi. Bir zamanlar "Sayın Öcalan" demenin dahi büyük tepki çektiği bir ortamda, şimdi bu ifadeyi kullanmayanlar eleştiriliyor.

TBMM, Apo'nun Ayağına mı Gidecek?

Bahçeli'nin çağrısının ardından en çok merak edilen konu, TBMM'nin bu ziyareti gerçekleştirip gerçekleştirmeyeceği. Akar, bu durumun bazı sakıncaları beraberinde getirebileceğine dikkat çekiyor. "Ne yani TBMM'nin milletvekilleri Apo'nun ayağına mı gidecek?" sorusu, kamuoyunda haklı bir tepkiye yol açabilir. Ancak, Öcalan ve DEM'lilerin de bu tarz bir "muhataplık" ilişkisi istediği ve mesajlarını TBMM aracılığıyla vermek istediği de bir gerçek. Bu ziyaret, Öcalan'a yeni bir "statü" kazandırabilir ve süreci daha resmi bir zemine taşıyabilir.

Asıl Mesele SDG/YPG mi?

Peki, bu ziyaret neyi çözecek? Akar'a göre, asıl mesele SDG/YPG ile ilgili. Bahçeli'nin ifadesiyle, "Beklentim şudur: PKK’nın kurucu önderliği SDG/YPG’ye direkt aynı mahiyet ve muhtevada bir çağrıda bulunarak, Şam yönetimiyle imzalanan 10 Mart tarihli mutabakata uyulmasını istemelidir." Bu noktada, Öcalan'dan bir "beklenti" olduğu ve atılacak bazı adımların bu şarta bağlanacağı anlaşılıyor. Aksi takdirde, sürecin tıkanabileceği ve yeni gelişmelerin yaşanabileceği öngörülüyor.

Devlet Bahçeli'nin İmralı ziyareti çağrısı, Türk siyasetinde yeni bir dönemin başlangıcı olabilir. Bu ziyaretin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği, Öcalan'ın vereceği mesajlar ve sürecin nasıl ilerleyeceği, önümüzdeki günlerde yakından takip edilecek. Ancak, bu hamlenin, siyasi dengeleri değiştirebileceği ve yeni tartışmalara yol açabileceği de unutulmamalı.