CHP'nin ve Özgür Özel'in sıkça dile getirdiği "İmamoğlu davası TRT'den yayınlansın" talebi, siyaset kulislerinde yankı uyandırıyor. Medyaradar siyaset analisti Atilla Akar, bu talebin ne derece mümkün olduğunu ve siyasi arenadaki yankılarını değerlendirdi.
Siyasi Talepler ve Gerçeklik
Siyasette birçok sözün söylenebileceğini belirten Akar, önemli olanın bu sözlerin mantıklı ve gerçekleşebilir olup olmadığını sorgulamak olduğunu ifade ediyor. Rakibi sıkıştırmak veya manevra amaçlı propaganda için kullanılan bu türden taleplerin gerçeklikle ne kadar örtüştüğü büyük önem taşıyor. Aksi takdirde, bu talepler tuhaf karşılanabilir ve ciddiyetten uzaklaşabilir.
Akar'a göre, "İmamoğlu Davası TRT'den Yayınlansın" talebi de bu türden bir talep. CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in bu talebi sıkça dile getirmesi üzerine Akar, bu konuyu ele alma gereği duyduğunu belirtiyor. Özel'in Silivri ziyaretinde ve Beylikdüzü mitinginde bu talebi yinelemesi, konunun önemini artırıyor. Özel, Devlet Bahçeli'ye hitaben "Gelin 86 milyonun önünde soruları TRT'de sorun, yargılamayı TRT'den canlı yapın, cevaplarını da duyun" çağrısında bulunmuştu.
TRT'nin Tutumu ve İhtimaller
Akar, mevcut şartlarda TRT'nin böyle bir işe kalkışacağına ihtimal vermediğini belirtiyor. Ülkedeki saflaşmanın olağanüstü boyutlara ulaştığını ve mantığın iptal edildiğini savunan Akar, zeminsiz bir talebin bile taraftar bulabildiğini ifade ediyor. "Maç naklen yayını mı veriyoruz?" sorusunu soran Akar, bu talebin uygulanma zemininin olmadığını vurguluyor.
Bazı çevrelerin "Hükümet suçlamalarından emin olsa televizyondan nakline izin verir" şeklindeki düşüncesine katılmayan Akar, asıl çekincenin İmamoğlu'nun bu yayını bir suçlama platformuna çevirme ihtimali olduğunu belirtiyor. Hükümetin bu nedenle böyle bir şeye izin vermeyeceğini düşünen Akar, boşa kürek çekildiğini ve bu talebe destek veren medya mensuplarının da nafile bir çaba içinde olduğunu savunuyor.
Hükümetin Çekinceleri ve Olası Sonuçlar
Akar, hükümetin psikolojik olarak savunmada olduğunu ve ancak kendi lehine sonuçlar vereceğine inandığı bir şeye onay vereceğini belirtiyor. İmamoğlu'nun zaten çoğu kişinin gözünde "Mağdur" olarak görüldüğünü ve bu durumun yayınla desteklenmesi halinde İmamoğlu'nun daha da güçleneceğini ifade ediyor. Ayrıca, Türkiye'de bu tarz bir yayın geleneğinin olmadığını ve böyle bir yayına onay vermenin hükümet açısından intihar olacağını savunuyor.
- İmamoğlu'nun "itham ediyorum" tadında bir savunma yapması hükümeti zora sokabilir.
- Hükümet, İmamoğlu'nun mağduriyetini pekiştirmekten kaçınır.
- Türkiye'de bu türden bir yayın geleneği bulunmamaktadır.
Sonuç olarak, Atilla Akar, İmamoğlu davasının TRT'den yayınlanması talebinin gerçekçi olmadığını ve siyasi bir manevra olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade ediyor. Bu talebin, mevcut koşullar altında gerçekleşme ihtimalinin düşük olduğunu ve daha çok propagandif bir çağrı niteliği taşıdığını belirtiyor. Akar, daha mümkün ve gerçekçi taleplerle uğraşmanın daha faydalı olacağını vurguluyor.