Prof. Dr. Naci Görür, İstanbul'daki deprem riskine dair endişelerini bir kez daha dile getirdi. Özellikle Kumburgaz fay hattına dikkat çeken Görür, bu fayın kırılması durumunda 7'nin üzerinde bir deprem beklendiğini ve 1999 depremini hatırlatan bir senaryonun yaşanabileceğini vurguladı. Bu uyarılar, İstanbul ve çevresinde yaşayan vatandaşlar arasında büyük bir tedirginlik yarattı.

Kumburgaz Fayı: İstanbul İçin Büyük Tehdit mi?

Naci Görür, Marmara Denizi'nde bulunan aktif fay hatlarından en tehlikelisinin Kumburgaz fayı olduğunu belirtti. Bu fay hattının 75 kilometre uzunluğunda olduğunu ve büyük bir bölümünün henüz kırılmadığını ifade etti. 1999 depremlerinin bu fay hattına ciddi bir stres yüklediğini ve şu anda kırılmaya hazır durumda olduğunu söyledi. Görür'e göre, bu fayın kırılması İstanbul başta olmak üzere tüm Marmara kıyılarını doğrudan etkileyecek büyük bir depreme yol açabilir.

• Kumburgaz fayı 75 km uzunluğunda
• 1999 depremleri stresi artırdı
• 7'nin üzerinde deprem potansiyeli var

Silivri'de Zemin Riski: Neler Yapılmalı?

Görür, Silivri bölgesinin zemin yapısının da büyük risk taşıdığını vurguladı. Gevşek ve suya doygun zeminlerin deprem dalgalarını büyüttüğünü ve yapıların üzerine daha şiddetli bir şekilde gönderdiğini belirtti. Bu tür zeminlerde yapılan hatalı yapılaşmaların depremde ağır hasarlara yol açabileceğini ifade etti. "1999'da Avcılar'da yaşadığımız şeyin benzerini Silivri'de yaşamamak için zemin etütlerinden başlayarak çok yönlü bir planlama yapılmalı" uyarısında bulundu.

Deprem uzmanları, zemin etüdü yapılmadan inşa edilen binaların depremde yıkılma olasılığının çok daha yüksek olduğunu belirtiyor. Bu nedenle, özellikle riskli bölgelerde yaşayanların binalarının sağlamlığını kontrol ettirmesi ve gerekli önlemleri alması büyük önem taşıyor.

"İhmal Öldürür": Önlem Almak Şart

Naci Görür, sözlerini şu önemli mesajla tamamladı: "Bu ülkede deprem olacak mı diye sormak, yağmur yağacak mı diye sormak gibidir. Elbette olacak. Bizim meselemiz bunu nasıl atlatacağımızla ilgili. Eğer hazırlıklıysak, bu doğa olayını bir felakete çevirmeyiz. Ama eğer ihmalkrsak, o zaman deprem değil, ihmal öldürür." Bu sözler, deprem gerçeğiyle yaşamayı öğrenmemiz ve gerekli önlemleri almamız gerektiğinin altını çiziyor.

Türkiye, deprem kuşağında yer alan bir ülke olarak, geçmişte birçok büyük deprem yaşamıştır. Bu depremler, can kayıplarının yanı sıra büyük maddi hasarlara da yol açmıştır. Bu nedenle, deprem riskini en aza indirmek için bireysel ve toplumsal olarak üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmeliyiz. Binalarımızın sağlamlığını kontrol ettirmeli, deprem çantası hazırlamalı ve deprem anında nasıl davranacağımızı öğrenmeliyiz.

Unutmayalım ki, deprem değil ihmal öldürür. Hazırlıklı olmak, hayat kurtarır.