Türkiye'nin gündemine oturan Narin Güran cinayeti davasında önemli bir gelişme yaşandı. Diyarbakır'da görülen davada, "suçluyu kayırma" suçlamasıyla yargılanan sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. Dava, kamuoyunun yakından takip ettiği bir süreç olarak biliniyor.

Davanın Seyri ve İddialar

Diyarbakır 17. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, 6'sı tutuklu toplam 12 sanık ve 3 suça sürüklenen çocuk yargılanıyor. Sanıklar hakkında "suçluyu kayırma" suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Duruşmada, Cumhuriyet savcısı esas hakkındaki mütalaasını sunarken, sanık avukatları müvekkillerinin beraatini talep etti. Sanıkların, arama çalışmaları sırasında gerçek dışı beyanlarda bulundukları ve çalışmaları engellemek amacıyla köyde yangın çıkardıkları iddia ediliyor. Ayrıca, bölgede görev yapan jandarma personelini takip ettikleri ve dinledikleri telefon kayıtlarını sildikleri de öne sürülüyor.

• Sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verildi.
• Bir sonraki duruşma 30 Mayıs'ta görülecek.
• Savcı, sanıkların 6 aydan 5 yıla kadar cezalandırılmasını talep etti.

Olayın Geçmişi

8 yaşındaki Narin Güran, 21 Ağustos 2024 tarihinde Diyarbakır'da kaybolmuştu. 19 gün sonra cansız bedeni, Eğertutmaz Deresi'nde bir çuvalın içinde, üzeri taşlar ve çalılıklarla gizlenmiş halde bulunmuştu. Komşu Nevzat Bahtiyar, Narin'in cesedini dereye gömdüğünü itiraf etmişti. Mahkeme, anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran'ın iştirak halinde cinayeti işlediklerine karar vermişti. Bu vahim olay, Türkiye genelinde büyük bir infiale yol açmıştı.

Davanın Toplumsal Etkisi

Narin Güran cinayeti davası, Türkiye'de çocuklara yönelik şiddet ve istismar konusundaki farkındalığı artırmıştır. Dava süreci, toplumun adalet beklentisini ve yargıya olan güvenini de yakından ilgilendirmektedir. Bu tür davaların adil bir şekilde sonuçlanması, toplumun vicdanını rahatlatacak ve benzer suçların önlenmesine katkı sağlayacaktır.

Narin Güran cinayeti davasında verilen ara karar, yargı sürecinin devam ettiğini ve adaletin tecelli etmesi için çalışmaların sürdüğünü göstermektedir. 30 Mayıs'ta görülecek bir sonraki duruşma, davanın seyrini etkileyecek önemli gelişmelerin yaşanmasına neden olabilir. Kamuoyu, bu davayı yakından takip etmeye devam edecektir.