Suriye'nin geleceğiyle ilgili tartışmalar sürerken, ortaya çıkan yeni bir harita kafaları karıştırdı. Ülkenin beş ayrı güvenlik bölgesine ayrılacağı iddiaları, iç savaş sonrası senaryoları yeniden gündeme getirdi. Peki, bu harita ne anlama geliyor ve Suriye'yi nasıl bir gelecek bekliyor?

Suriye'de Yeni Güvenlik Bölgeleri Mi Kuruluyor?

İddialara göre, Suriye'de geçici yönetim ülke genelinde beş ayrı güvenlik bölgesi kurmaya hazırlanıyor. Bu bölgeler şöyle sıralanıyor:

• Doğu Bölgesi: Halen terör örgütü PKK'nın uzantısı SDG'nin kontrol ettiği Haseke, Rakka ve Deyrizor'u kapsıyor.
• Kuzey Bölgesi: Türkmen nüfusun ağırlıkta olduğu ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin üslerinin bulunduğu Fırat'ın batısındaki Halep ve İdlip'i kapsıyor.
• Kıyı Bölgesi: Yıllardır Arap Alevilere bırakılması düşünülen Lazkiye ve Tartus'u kapsıyor.
• Merkez Bölgesi: Sünnilerin hakimiyetindeki Humus ve Hama'yı kapsıyor.
• Güney Bölgesi: Dürzilerin yaşadığı Dera, Süveyda ve Kuneytra'yı kapsıyor.

Haritadaki en dikkat çekici detay ise başkent Şam'ın Merkez Bölge'de değil, Güney Bölge'de yer alması. Bu durum, ABD ve İsrail'in talepleri doğrultusunda bir düzenleme yapıldığı iddialarını beraberinde getiriyor.

Haritanın Anlamı Ne?

Hazırlanan bu haritanın, 2011'de Suriye'de iç savaşın başlamasının ardından ABD, Rusya ve Suudi Arabistan tarafından masada konuşulan bölünme planlarıyla benzerlik göstermesi dikkat çekiyor. Bu durum, Suriye'nin toprak bütünlüğünün tehlikede olduğu yorumlarına neden oluyor. Ancak, İçişleri Bakanlığı yetkilileri ise bu yapılanmanın operasyonları daha kolay yönetmek amacıyla planlandığını belirtiyor.

Suriye'deki mevcut durum göz önüne alındığında, ülkenin farklı bölgelerinde farklı aktörlerin kontrolü bulunuyor. Bu durum, merkezi hükümetin otoritesini zayıflatırken, bölgesel güçlerin etkisini artırıyor. Bu nedenle, Suriye'nin geleceğiyle ilgili farklı senaryoların ortaya atılması kaçınılmaz oluyor.

Suriye'yi Nasıl Bir Gelecek Bekliyor?

Suriye'nin geleceği, iç ve dış aktörlerin tutumuna, bölgedeki güç dengelerine ve siyasi çözüm arayışlarına bağlı olacak. Ülkenin toprak bütünlüğünün korunması, kalıcı bir barışın sağlanması ve tüm Suriyelilerin haklarının güvence altına alınması büyük önem taşıyor. Aksi takdirde, Suriye'nin bölünmesi ve daha büyük bir istikrarsızlık ortamına sürüklenmesi kaçınılmaz olabilir.

Suriye'de yaşanan gelişmeler, sadece ülkeyi değil, tüm bölgeyi etkileme potansiyeline sahip. Bu nedenle, uluslararası toplumun Suriye'deki krize çözüm bulmak için daha fazla çaba göstermesi gerekiyor. Suriye'nin geleceği, bölgenin istikrarı için kritik bir öneme sahip.