Bülent Deniz'in Haber Vakti'ndeki yazısı, sömürgeci küresel emperyalistlerin Sultan Abdülhamid'den aldıkları intikamın ne denli acımasız olduğunu gözler önüne seriyor. Yazar, tarihin tekerrür edip etmediği sorusunu sorarken, İran ve Türkiye'nin bu süreçteki rollerini sorguluyor. Peki, tarih gerçekten tekerrür mü ediyor? İran ve Türkiye'yi bekleyen tehlikeler neler?

Sultan Abdülhamid'in İntikamı: Tarih Tekerrür mü Ediyor?

Bülent Deniz, yazısında Sultan Abdülhamid'in yaşadığı zorluklara ve maruz kaldığı ihanetlere dikkat çekiyor. Sömürgeci güçlerin, Osmanlı İmparatorluğu'nu parçalamak için her türlü yolu denediğini ve Sultan Abdülhamid'in bu planlara karşı direndiğini vurguluyor. Ancak, sonunda Sultan Abdülhamid'in devrilmesiyle birlikte, imparatorluğun çöküş sürecinin hızlandığını belirtiyor. Yazar, günümüzde de benzer oyunların oynandığını ve özellikle İran ve Türkiye'nin hedef alındığını iddia ediyor.

Peki, sömürgeci güçler neden İran ve Türkiye'yi hedef alıyor? Bu sorunun cevabı, iki ülkenin de stratejik konumları ve sahip oldukları kaynaklarda gizli. İran, zengin petrol ve doğalgaz rezervlerine sahipken, Türkiye ise jeopolitik önemi nedeniyle bölgedeki güç dengelerini etkileyebilecek bir ülke konumunda. Bu nedenle, sömürgeci güçler, İran ve Türkiye'yi kontrol altına alarak, bölgedeki çıkarlarını güvence altına almak istiyorlar.

Bülent Deniz'in yazısında dikkat çektiği bir diğer önemli nokta ise, iç ihanetlerin rolü. Yazar, Sultan Abdülhamid'in devrilmesinde iç ihanetlerin büyük bir rol oynadığını ve günümüzde de benzer ihanetlerin yaşanabileceğini belirtiyor. Bu nedenle, İran ve Türkiye'nin iç birliklerini korumaları ve dış güçlerin oyunlarına gelmemeleri gerekiyor.

İran ve Türkiye: Birlikte mi Hareket Etmeli?

Bülent Deniz'in yazısı, İran ve Türkiye'nin ortak çıkarlarını korumaları gerektiği mesajını veriyor. İki ülkenin de sömürgeci güçlerin hedefinde olduğunu ve birlikte hareket ederek bu tehlikelere karşı koyabileceklerini vurguluyor. Özellikle ekonomik ve siyasi işbirliğinin güçlendirilmesi, iki ülkenin de direncini artıracaktır. Ayrıca, kültürel bağların korunması ve halklar arasındaki iletişimin artırılması da büyük önem taşıyor.

• Ekonomik İşbirliği: Ticaret hacminin artırılması, ortak projeler geliştirilmesi ve enerji alanında işbirliği yapılması
• Siyasi İşbirliği: Ortak dış politika stratejileri belirlenmesi, bölgesel sorunlara birlikte çözüm aranması ve uluslararası platformlarda birlikte hareket edilmesi
• Kültürel İşbirliği: Ortak kültürel etkinlikler düzenlenmesi, öğrenci değişim programları yapılması ve dil eğitimine önem verilmesi

Sonuç olarak, Bülent Deniz'in yazısı, tarihin tekerrür edebileceği ve İran ile Türkiye'nin sömürgeci güçlerin hedefinde olduğu gerçeğini bir kez daha hatırlatıyor. İki ülkenin de iç birliklerini korumaları, ortak çıkarlarını savunmaları ve birlikte hareket etmeleri gerekiyor. Aksi takdirde, Sultan Abdülhamid'in yaşadığı acıların yeniden yaşanması kaçınılmaz olabilir.