Marmara Denizi, yaz mevsiminin yaklaşmasıyla birlikte yeniden müsilaj tehlikesiyle karşı karşıya. Bilim insanları, artan nüfus baskısı, kontrolsüz sanayi faaliyetleri ve arıtılmayan atıkların denizi hızla tükettiği konusunda uyarıyor. Eğer radikal önlemler alınmazsa, Marmara Denizi'nin bir ekosistem yerine bir atık havuzuna dönüşme riski bulunuyor.
Müsilaj Tehlikesi Artıyor
Havaların ısınmasıyla birlikte Marmara Denizi'nde müsilaj endişesi yeniden gündeme geldi. Uzmanlar, zaman zaman kıyılarda küçük öbekler halinde görülen müsilaj oluşumunun Haziran ayında artabileceği uyarısında bulunuyor. Bu tehdidin önüne geçmenin tek yolunun, denizin üzerindeki kirlilik yükünü azaltmaktan geçtiği belirtiliyor.
Müsilaj, denizin 25 metre derinliğine kadar inerek örümcek ağına benzer yapılar oluşturuyor ve sadece yüzeyde değil, tüm deniz ekosisteminde ciddi hasarlara yol açıyor. Genellikle ilkbahar aylarında yüzeye çıkan ve sarı-kahverengi tabakalar halinde kendini gösteren müsilaj, teknelerle toplanarak ve vidanjörlerle çekilerek temizlenmeye çalışılıyor. Ancak uzmanlar, bu tür müdahalelerin yalnızca yüzeysel ve geçici çözümler sunduğunu vurguluyor.
Kirliliğin Kaynakları ve Çözüm Önerileri
Marmara Denizi'ndeki kirliliğin temel nedenleri arasında, bölgedeki sanayi tesislerinden kaynaklanan atıklar ve evsel atık suların arıtılmadan denize deşarj edilmesi yer alıyor. Uzmanlar, bu durumun önüne geçebilmek için öncelikle atık su arıtma tesislerinin sayısının artırılması ve mevcut tesislerin daha etkin çalışmasının sağlanması gerektiğini belirtiyor.
- Atık su arıtma tesislerinin modernizasyonu: Mevcut tesislerin teknolojik olarak güncellenmesi, arıtma verimliliğini artıracaktır.
- Sanayi atıklarının kontrolü: Sanayi tesislerinin atıklarını düzenli olarak denetlemek ve yasal düzenlemelere uymalarını sağlamak büyük önem taşıyor.
- Evsel atıkların yönetimi: Evsel atıkların geri dönüşümü teşvik edilmeli ve atık su hatlarının düzenli bakımı yapılmalıdır.
- Bilinçlendirme çalışmaları: Halkın çevre konusunda bilinçlendirilmesi ve deniz kirliliğinin önlenmesi için farkındalık kampanyaları düzenlenmelidir.
Ayrıca, tarım ilaçları ve gübrelerin bilinçsizce kullanımı da deniz kirliliğine katkıda bulunuyor. Bu nedenle, tarım uygulamalarında daha sürdürülebilir yöntemlerin benimsenmesi ve kimyasal kullanımının azaltılması gerekiyor.
Gelecek İçin Uyarılar
Marmara Denizi'nin mevcut kirlilik yüküyle başa çıkmakta zorlandığı ve eğer gerekli önlemler alınmazsa, deniz ekosisteminin tamamen çökme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu belirtiliyor. Uzmanlar, Marmara Denizi'nin geleceği için acil ve kapsamlı bir eylem planı hazırlanması gerektiğinin altını çiziyor. Radikal önlemler alınmazsa, Marmara Denizi'nin sadece Türkiye için değil, tüm bölge için büyük bir çevre felaketine dönüşebileceği uyarısında bulunuluyor.