17 Mayıs 2025 Cumartesi

Canan Gerede'den Şok İtiraf! Yılmaz Güney'i Ben Kaçırdım!

Yönetmen Yılmaz Güney'in 1981 yılında bayram izni ile çıktığı hapisten yurt dışına kaçışının ardındaki sır perdesi, Canan Gerede'nin yıllar sonra yaptığı itirafla aralandı. Gerede, Güney'in firar planının mimarı olduğunu ve bu sırrı 25 yıl boyunca sakladığını açıkladı. Bu beklenmedik itiraf, Türkiye'nin yakın tarihine ışık tutarken, Yılmaz Güney'in hayatındaki bilinmeyenleri de gün yüzüne çıkarıyor.

Canan Gerede'nin Şaşırtan İtirafı

Canan Gerede, diplomat bir baba ve tiyatro çevirmeni bir annenin kızı olarak New York'ta dünyaya geldi. Hayatının büyük bir bölümünü sanat ve kültürle iç içe geçiren Gerede, Yılmaz Güney ile nasıl tanıştığını ve firar planının nasıl geliştiğini tüm detaylarıyla anlattı. Gerede, "Yılmaz'la tanıştığımızda, onun fikirlerine ve sanatına hayran kalmıştım. Haksızlığa uğradığını düşünüyordum ve ona yardım etmek istedim," dedi. Firar planının detaylarını ise şöyle aktardı:

  • Planın ilk adımı, Yılmaz Güney'in bayram izni almasını sağlamaktı.
  • Ardından, yurt dışına kaçış için güvenli bir rota belirlendi.
  • Gerekli tüm lojistik destek sağlandı.

Gerede, bu süreçte eşinden bile bu sırrı sakladığını ve büyük bir risk aldığını belirtti. "Bu benim için çok zor bir karardı. Ama Yılmaz'a olan inancım ve ona yardım etme isteğim her şeyin önüne geçti," diye ekledi.

Firardan Sonra Ne Oldu?

Yılmaz Güney'in firarından sonra, Canan Gerede uzun bir süre sessizliğini korudu. Olayın yankıları sürerken, Gerede'nin hayatı da tamamen değişti. Yılmaz Güney, yurt dışında yeni bir hayata başlarken, Gerede Türkiye'de kalmaya devam etti. "Yılmaz'ın güvende olduğunu bilmek benim için en büyük teselliydi," diyen Gerede, yıllar sonra bu sırrı açıklama kararı almasının nedenini ise şöyle açıkladı: "Artık susmanın bir anlamı yok. Gerçeklerin bilinmesi gerekiyor."

Yılmaz Güney'in hayatı, filmleri ve politik duruşu her zaman tartışma konusu olmuştur. Onun firarı da bu tartışmaların en önemli parçalarından biri olarak tarihe geçmiştir. Canan Gerede'nin itirafı, bu tarihi olayın arka planını aydınlatırken, Yılmaz Güney'in kişiliği ve mücadelesi hakkında da yeni bir bakış açısı sunuyor. Bu itiraf, sadece bir firar hikayesi değil, aynı zamanda bir dostluk, bir inanç ve bir fedakarlık öyküsü olarak da değerlendirilebilir.

İlgili Haberler