İsrail Gazze'de Sağlık Çalışanlarını Katletti! Şok Eden Rakam
Dünya

İsrail Gazze'de Sağlık Çalışanlarını Katletti! Şok Eden Rakam


25 May 20255 dk okuma15 görüntülenmeSon güncelleme: 11 June 2025

Gazze'de yaşanan insanlık dramı giderek derinleşiyor. İsrail'in 7 Ekim'den bu yana sürdürdüğü saldırılarda, Gazze'deki Sağlık Bakanlığı'nın açıklamasına göre 1580 sağlık çalışanı hayatını kaybetti. Bu durum, uluslararası kamuoyunda büyük tepkilere yol açarken, İsrail'in savaş suçları işlediği iddialarını da beraberinde getiriyor.

Gazze'de Sağlık Sistemi Çöküşün Eşiğinde mi?

İsrail'in Gazze'deki hastaneleri hedef alması ve sağlık personelini doğrudan hedeflemesi, bölgedeki sağlık sisteminin çökme noktasına gelmesine neden oluyor. Hastanelerin bombalanması, ilaç ve tıbbi malzeme eksikliği, yaralı ve hasta sayısının artması gibi faktörler, Gazze'deki sağlık hizmetlerinin sunulmasını imkansız hale getiriyor. Bu durum, özellikle kronik rahatsızlıkları olan hastalar, çocuklar ve yaşlılar için hayati tehlike oluşturuyor.

Uluslararası insan hakları örgütleri ve yardım kuruluşları, İsrail'in Gazze'deki sağlık tesislerine yönelik saldırılarını şiddetle kınayarak, bu saldırıların savaş suçu teşkil ettiğini belirtiyor. Birleşmiş Milletler (BM) de, İsrail'e Gazze'deki sivil yerleşim yerlerine ve sağlık tesislerine yönelik saldırılarını durdurması çağrısında bulunuyor. Ancak, bu çağrılara rağmen İsrail'in saldırıları devam ediyor.

Uluslararası Toplum Ne Yapmalı?

Gazze'de yaşanan insanlık dramına son vermek için uluslararası toplumun daha etkin bir rol üstlenmesi gerekiyor. İsrail'e yönelik diplomatik baskının artırılması, ekonomik yaptırımların uygulanması ve uluslararası mahkemelerde yargılanması gibi adımlar atılabilir. Ayrıca, Gazze'ye insani yardım ulaştırılması ve sağlık sisteminin yeniden inşa edilmesi için de acil önlemler alınması gerekiyor.

Gazze'deki sağlık çalışanlarının katledilmesi, sadece bir insanlık trajedisi değil, aynı zamanda uluslararası hukukun da ihlalidir. Bu suça karışanların hesap vermesi ve Gazze'de yaşananların bir daha tekrarlanmaması için uluslararası toplumun harekete geçmesi büyük önem taşıyor. Unutulmamalıdır ki, sessizlik suç ortaklığıdır.