Avrupa Komisyonu'nun yayımladığı son rapor, Türkiye ekonomisi için pek iç açıcı sinyaller vermiyor. "2025 İlkbahar Ekonomik Tahmini: Küresel Ekonomik Belirsizlik Ortamında Ilımlı Büyüme" başlıklı raporda, Türkiye'ye dair yapılan tahminler, özellikle işsizlik konusunda endişeleri artırıyor. Peki, bu rapor Türkiye ekonomisi için neler öngörüyor ve işsizlik gerçekten de artacak mı?

Türkiye Ekonomisi Büyüme Beklentileri

Raporda, Türkiye ekonomisinin büyüme hızının 2025 yılında %2,8'e düşeceği, ancak 2026 yılında %3,5'e çıkarak bir toparlanma göstereceği öngörülüyor. Hanehalkı tüketiminin ise, mevcut ve beklenen finansal durumlardaki iyileşmelerle desteklenerek yaklaşık %3,5 oranında ılımlı bir şekilde artması bekleniyor. Bu durum, tüketim harcamalarının ekonomik büyümeye katkı sağlayacağını gösterse de, rapordaki en dikkat çekici nokta işsizlik konusundaki tahminler.

İşsizlikte Artış Beklentisi

Raporda, 2025 yılında işsizliğin daha yüksek bir seviyede sabitlenmeden önce artacağı tahmini yer alıyor. Bu, Türkiye'deki işsizlik oranının önümüzdeki dönemde yükselebileceği anlamına geliyor. İşsizlikteki bu potansiyel artışın nedenleri arasında, ekonomik büyümedeki yavaşlama ve yapısal sorunlar yer alabilir. Özellikle genç işsizlik oranının yüksekliği, bu sorunun daha da derinleşmesine yol açabilir.

Ekonomik Belirsizlikler ve Riskler

Avrupa Komisyonu'nun raporunda, küresel ekonomik belirsizliklerin Türkiye ekonomisi üzerindeki potansiyel etkilerine de dikkat çekiliyor. Küresel ticaretteki dalgalanmalar, jeopolitik riskler ve enerji fiyatlarındaki artışlar, Türkiye ekonomisi için önemli risk faktörleri olarak değerlendiriliyor. Bu belirsizlikler, yatırım kararlarını olumsuz etkileyebilir ve ekonomik büyümeyi daha da yavaşlatabilir.

Türkiye ekonomisi için önümüzdeki dönemde dikkatli olunması gereken bir süreç söz konusu. İşsizlikteki potansiyel artış, ekonomik büyüme beklentilerindeki düşüş ve küresel belirsizlikler, Türkiye ekonomisi için önemli zorluklar oluşturuyor. Bu zorlukların üstesinden gelinebilmesi için, yapısal reformların yapılması, yatırım ortamının iyileştirilmesi ve rekabet gücünün artırılması büyük önem taşıyor. Aksi takdirde, rapordaki olumsuz senaryoların gerçekleşme olasılığı artabilir.