Ukrayna savaşını sona erdirme amacıyla yapılan barış görüşmelerinin üçüncü turu İstanbul'da gerçekleşti. İlk müzakereler 2022 baharında Antalya'da başlamış ve 29 Mart'ta İstanbul'da bir uzlaşmaya varılmıştı. Ancak, İngiltere, Avrupa Birliği (AB) ve ABD'nin etkisiyle Kiev'in masadan kalkmasıyla bu müzakereler sonuçsuz kalmıştı. Üç yıl sonra, 16 Mayıs 2025'te İstanbul'da ikinci tur görüşmeler yeniden başladı. Türkiye, tarafları dün üçüncü kez İstanbul'da bir araya getirdi.

Ukrayna'nın Şartları ve Rusya'nın Talepleri

Ukrayna'nın sunduğu öneriler, en az 30 günlük tam ve koşulsuz ateşkes, tüm esirlerin değişimi, uluslararası güvenlik garantileri ve tarafsızlık statüsünün reddedilmesi, yani Kiev'in AB ve NATO'ya katılım şartlarının Moskova tarafından kabul edilmesi gibi maddeleri içeriyor. Çırağan Sarayı'ndaki görüşmelerde Rusya için en önemli konu, Ukrayna'nın askeri statüsü ve Batı ile olan ilişkileri. ABD, Ukrayna'nın silahsızlandırılmasının bir tür bağımlılığa yol açmasını engelleyecek bir çözüm arayışında.

Rusya'nın temel kırmızı çizgisi, Ukrayna'nın NATO'ya alınmaması. Kremlin ayrıca, Kiev'den Luhansk, Donetsk, Zaporijya ve Herson bölgelerini de teslim etmesini talep ediyor. Bu talebin reddedilmesi durumunda Rusya, Sumi ve Harkov başta olmak üzere iki bölgeyi daha ele geçirme tehdidinde bulunuyor.

Kilit İsimlerden Açıklamalar

Görüşmelerle ilgili olarak uzmanlar çeşitli yorumlarda bulunuyor. "Bu müzakerelerin başarısı, her iki tarafın da taviz vermeye ne kadar istekli olduğuna bağlı," diyen bir analist, ekliyor: "Ancak mevcut durumda, her iki tarafın da pozisyonları oldukça katı." Başka bir uzman ise, "Türkiye'nin arabuluculuk rolü, bu karmaşık süreçte hayati öneme sahip. Türkiye, her iki tarafın da güvenini kazanmış nadir ülkelerden biri," şeklinde konuştu.

Savaşın Geleceği ve Olası Senaryolar

Ukrayna savaşı, sadece bölgesel bir çatışma olmanın ötesine geçerek küresel siyaseti derinden etkiliyor. Savaşın ekonomik etkileri, enerji krizi ve gıda güvenliği gibi konularda tüm dünyayı zor durumda bırakıyor. Barış görüşmelerinin başarısız olması durumunda, savaşın daha da şiddetlenmesi ve yayılması olası bir senaryo olarak görülüyor. Öte yandan, tarafların uzlaşmaya varması durumunda, bölgede uzun süreli bir istikrarın sağlanması mümkün olabilir. Ancak, bu sürecin ne kadar süreceği ve hangi şartlarda gerçekleşeceği belirsizliğini koruyor.

Sonuç olarak, Ukrayna savaşı ve barış görüşmeleri, uluslararası toplumun yakından takip ettiği kritik bir süreç. Kiev ve AB'nin tutumu, savaşın geleceği açısından belirleyici olacak. Müzakerelerin başarılı olup olmayacağı, hem bölge hem de dünya için önemli sonuçlar doğuracak.