2025 Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) tercih sonuçları açıklandı ve sonuçlar şaşkınlık yarattı. Tercih yapma hakkı olan lise son sınıf öğrencilerinin yarısından fazlası bu hakkını kullanmadı. Bu durum, son yıllarda giderek artan "mezuna kalma" trendinin ne kadar yaygınlaştığını gözler önüne seriyor.

Mezuna Kalma Trendi Neden Artıyor?

Peki, bu durumun arkasında yatan sebepler neler olabilir? Öğrencilerin tercih yapmaktan kaçınmasının birçok nedeni olabilir. Bunlardan bazıları şunlar:

• İstedikleri bölümlere yerleşme ihtimalinin düşük olduğunu düşünmeleri
• Daha iyi bir üniversiteye girmek için bir yıl daha hazırlanmak istemeleri
• Gelecek hedeflerinin henüz netleşmemiş olması
• Sınav sisteminin zorluğu ve rekabetin yüksek olması

Bu faktörlerin bir araya gelmesiyle, öğrenciler mezuna kalmayı daha cazip bir seçenek olarak görmeye başlıyorlar. Özellikle son yıllarda özel dershanelerin ve online eğitim platformlarının artması, öğrencilerin evde daha iyi hazırlanmalarına olanak tanıyor. Bu da mezuna kalma oranlarını yükseltiyor.

Danıştay Kararı Umut Işığı Oldu

Tam da bu belirsizlik ortamında, Danıştay'ın hukuk fakültesi barajı ile ilgili verdiği karar, binlerce adaya umut oldu. Yükseköğretim Kurulu'nun (YÖK) hukuk fakültelerine girişte uyguladığı başarı sırası barajı, birçok öğrencinin hayallerini ertelemesine neden oluyordu. Danıştay'ın bu kararı, barajın kaldırılması veya esnetilmesi yönünde bir adım olarak değerlendiriliyor. Bu da hukuk okumak isteyen öğrenciler için yeni bir fırsat doğurabilir.

Hukuk fakültesi, Türkiye'de en çok tercih edilen bölümlerden biri olmaya devam ediyor. Ancak son yıllarda artan kontenjanlar ve başarı sırası barajı, öğrencilerin bu bölüme girmesini zorlaştırıyordu. Danıştay'ın kararı, bu durumun değişmesine katkı sağlayabilir.

Sonuç olarak, YKS 2025 tercih sonuçları, Türk eğitim sisteminde önemli bir değişimin işareti olabilir. Mezuna kalma trendinin artması, öğrencilerin beklentilerinin ve hedeflerinin değiştiğini gösteriyor. Danıştay'ın hukuk fakültesi kararı ise, bu değişim sürecinde umut verici bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Önümüzdeki yıllarda bu trendin nasıl şekilleneceğini hep birlikte göreceğiz.