İlgili Makaleler
Geçtiğimiz yıl 13 Eylül'de Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde anestezi teknisyeni olarak çalışan Sevginur ve eşi Müslüm Aktaş'ın (27) evinde silah sesleri duyan komşuları polise haber verdi. Ekipler, Sevginur Aktaş'ı tabancayla başından yaraladı. Ağır yaralanan Sevginur Aktaş, Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Sevginur Aktaş, servise götürüldükten sonra polise verdiği ilk ifadede intihar etmediğini ve tartıştığı eşinin ailesinin yanına gitmek istediği için kendisini vurduğunu söyledi. Hastanede tamamlanan tedavi; Kafa travması nedeniyle yürüyemeyen ve görme sorunları yaşayan Sevginur Aktaş tekerlekli sandalye ile taburcu edildi. Aktaş, “Kırıkkale'deki ailemin yanına gidip ellerini öpmek istediğim için bir tartışma çıktı. Onu zorla tuttu ve sonra acımasızca vurdu. 'Boşanmadık' diyerek vuruldum. Ateş ederken 'Sana bir kurşun, benim için bir kurşun' dedi. İntiharı asla kabul etmiyorum. Hem psikolojik hem de fiziksel şiddete maruz kaldım. Başımdan vuruldum. Beni kanla kaplı bir battaniyeye sarıp ambulansa gönderdiler. Tek başıma hayatta kalmak için mücadele ettim. Çok ağır bir tedavi görüyorum. 22 yıldır içmediğim ilacı 5 aydır içiyorum. Ayağa kalkmakta güçlük çekiyorum. Olaydan önce hastanede koronavirüs ile mücadele ettiğini anlatan Sevginur Aktaş, “Kovid hastalarına bakıyordum. İnce bir damardan 10 tüp kan alıyordum. Bunu bana yapamazsın. İntihar yalanını sırf 'işim riske atmasın' diye uydurdu. İşe gitmek ve çalışmak istiyorum. Bir kadın olarak kimseye ihtiyaç duymadan hayatta kalmak ve yaşamak için mücadele ettim, bir zorbanın kurşuna kurban gitmek istemedim. Ben sadece Sevginur olarak değil intihar adına vahşice öldürülen tüm kadınlar adına konuşuyorum. Adaletin yerini bulmasını istiyorum. Yaşadığım sürece haklarımı savunacağım. Tanrıya şükür yaşıyorum, adaletin yerini bulmasını istiyorum. Yarın her gün dışarı çıktığında bana hiçbir şey yapmayacağını kim garanti edebilir? " O konuştu.
